3/23/2017

Karun ve Anarşist - İskender Pala || Kitap Yorumu

Mart 23, 2017 7 Yorum
Karun ve Anarşist - İskender Pala


   Katre-i Matem ile tanıştığım yazarla yollarımız İki Darbe Arasında ve Mihmandar ile devam etti. Son olarak da Karun ve Anarşist kitabını okudum ve okuduğum her kitabı birbirinden güzeldi.

  Kitabı instagramda kalabalık bir grup olarak okuduk. Grup olarak okumak çok zevkli oluyor ve kitap bittikten sonra kitap hakkında karşılıklı konuşup bilgi alışverişinde bulunmak ise harika.... Kitaba başladığımız zaman ben rahatsızdım ve ilk iki gün sadece 14 sayfa okuyabildim. Benim hastalığımın yanı sıra kitabın ilk sayfaları da gerçekten ağır ilerliyor. Lidyalıların son dönemlerinde başlayan kitapta çok fazla isim geçince doğal olarak okuma hızı da düşüyor. Kitaba başlamamın üçüncü günü ben kendimi biraz toparlayıp kitap da açılınca aynı gün bitirdim kitabı.

İki farklı dönemde geçiyor kitap. Lidyalıların son dönemleri (MÖ 549) ve yakın geçmiş zaman
(1980 ler ) . Bir dönemde başlayan olaylar başka bir dönemde , farklı karakterler ile devam ediyor. Yer, zaman ve insan farklı olsa da olaylar ve insan doğası tamamen benzer.... İkiyüzlülük, sırtından vurma, iftira...  Her dönemde para ve menfaat yüzünden insanların nasıl en yakınları harcadığını okuyoruz kitapta.

  İki dönemde de üç erkek var. Kurban, avcı , hayatı mahvedilen... Üçünde de genç bir kız var . Bu üç erkeğin de aşık olduğu... Güzel , farklı bir kurgu yaratmış İskender Pala. Tarihi dokudan da yazarlanmış kitabında. Sayfalara serpiştirilmiş arkeolojik eser resimlerini ve yazarın kitabı yazmadan önce büyük bir araştırmaya girişmesini çok takdir ettim. Kaleminize sağlık İskender Pala....





Karun ve Anarşist - İskender Pala
Kitabın Adı :Karun ve Anarşist
Yazar : İskender Pala
Yayınevi : Kapı Yayınları
Sayfa Sayısı :320

Tarih bir ayna… Aynayı kaplayan bir dilemma…

Kutsal Hermos’un suyuna karışan altının rengi hızla kan kızılına dönüşürken; kâhinler yaklaşan büyük savaşın haberini vermiş, tekinsiz bir hava zengin Lidya diyarını sarıp sarmalamıştı. Bir cephede güçlü askerleri ve görkemli hazineleriyle Aslan Kral Krezüs —nam-ı diğer Karun; diğer cephede terk edildiği ölümü alt edip Pers diyarına hükmedecek olan Keyhüsrev.

Ve aynada sır dolu bir yansıma; tarihin öteki yüzünde devam eden karanlık…

Bir darbeye koşan Türkiye’de polis sirenleri yeri göğü inletiyor, silah sesleri sloganlara karışıyordu. Günleri ve geceleri esir alan terör, sokak çatışmaları, soygunlar, cinayetler her şehirde, her sokaktaydı. Kültür ve sanat kana bulanacaktı. Savrulan hayatlar, imkânsız aşklar…

Kim haklıydı? Ah!..

Karun ve Anarşist, tarihin akışını belirleyen hırsların ve tarihi aşan aşkların romanı. Coğrafyamızın kaderine bilgece bir bakış. İskender Pala’nın hep zevkle okunan usta kaleminden…








İskender Pala Kimdir?

İskender-Pala
1958, Uşak doğumlu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi (1979). Divan edebiyatı dalında doktor (1983), doçent (1993) ve profesör (1998) oldu. Divan edebiyatının halk kitlelerince yeniden sevilip anlaşılabilmesi için klasik şiirden ilham alan makaleler, denemeler, hikâyeler ve gazete yazıları yazdı. Düzenlediği Divan Edebiyatı seminerleri ve konferansları geniş kitleler tarafından takip edildi ve “Divan Şiirini Sevdiren Adam” olarak anıldı. Bazı çalışmalarıyla Türkiye Yazarlar Birliği Dil Ödülü’nü (1989), AKDTYK Türk Dil Kurumu Ödülü’nü (1990), Türkiye Yazarlar Birliği İnceleme Ödülü’nü (1996) aldı. Hemşehrileri tarafından “Uşak Halk Kahramanı” seçildi. Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk, Katre-i Matem, Şah&Sultan, OD, Efsane, Mihmandar, Karun ve Anarşist adlı romanlarının baskıları yüz binlere ulaştı, bu romanları pek çok ödül aldı ve yabancı dillere çevrildi. Türk Patent Enstitüsü tarafından marka ödülüyle taltif edilip adı tescillendi. 2013 yılı Cumhurbaşkanlığı Büyük Ödülü’ne edebiyat dalında layık görüldü. Bülbülün Kırk Şarkısı adlı kitabını ömrünün en güzel çabası sayan İskender Pala evli ve üç çocuk babası olup İstanbul Kültür Üniversitesi öğretim üyesidir.


İskender Pala'nın Okuduğum Diğer Kitapları:

* Akşam Yıldızı - Bir Göbeklitepe Romanı

* Katre-i Matem

* İki Darbe Arasında


                                                     

3/22/2017

Aura - Daniel Palmer || Kitap Yorumu

Mart 22, 2017 10 Yorum
Kozmokitap

    Daha önce birkaç kitabını okuduğum Daniel Palmer'ın yeni kitabı çıkınca heyecanlandım. Yazarın kitaplarını , kitaplardaki o heyecanı seviyorum. İSmi de farklı olunca kitabın açıkçası çok merak ettim. Aura !!! konusu ne olabilirdi ki? Artık kitapları okumadan önce çoğunlukla arka kapak yazılarını okumamaya gayret ediyorum . çünkü beklentimi ya çok yükseltiyorlar ya da yanlış beklentiler içerisinde olmamı sağlıyorlar. O nedenle bir süre arka kapak yazılarını okumadan kitapları okumayı düşünüyorum.

" Yavaş yavaş çözülen bir gizem ve sayfaların arasına serpiştirilmiş aniden ortaya çıkan ipuçları ile okuyucuyu koltuğa çivileyen bir gerilim romanı. "
     - Booklist - .

    Kitaba büyük bir heyecanla başlamama rağmen başlangıçta bir süre yavaş tempoda ilerledi. Yoksa hayal kırıklığı mı olacak derken kitap hareketlenmeye başladı. Başta yavaş başlayan kitap yavaş yavaş tempoyu arttırırken sona doğru aksiyon tavan yapıyor. Kitabı alanlara tavsiyem başta kitap ağır ilerliyor diye bırakmayın. Biraz gayret edip okumaya devam edin pişman olmazsınız!....

   Karısı ve oğlunu bir trafik kazasında kaybeden Gage tekrar evlenmiştir. Eşi Anna de oğlunu kaybetmiştir ve birbirlerine her konuda destek olmaktadırlar. Yaptığı düşükten sonra tekrar hamile kalmaya korkan Anna evlat edinmek istemektedir ve Gage de bu konuya olumlu yaklaşmaktadır. Kurumdan evlat edinmek yerine direk anneden evlatlık almaya karar vermişlerdir. Bu kararın üzerine yolları Lily ile kesişir. Lily hamiledir ve bebeği evlatlık vermek istemektedir. Bu haber ile çok mutlu olan çiftin hayatı Lily ile birlikte çok karışacaktır. Lily'nin bazı davranışları ile kafası karışan Gage bu durumu eşine bir türlü doğru anlatamaz ya da eşi anlamak istemez. Hayatları özellikle de Gage'in hayatı kabusa dönmek üzeredir. Gage'in tamirci arkadaşı vardır ve bu arkadaşı insanların auralarını görmektedir . Kitaba ismini de bu durum vermiş olabilir.

                           " Hayatta olanların görevi yaşamaktır. "

   Oyunun içinde oyun olan , gördüğümüz ya da bildiğimiz herşeyin doğru olmayabileceğini gösteren bir kitap Aura. Böyle bir tuzak şeytanın bile aklına gelmez dedirten tuhaf bir oyunun içerisinde olan Gage 'in hikayesini ben çok sevdim.Kitabı hızlı bir şekilde bitirdim ve çok keyif aldım....






kozmokitap

Kitabın Adı :Aura
Yazar :Daniel Palmer
Yayınevi :Koridor Yayınları
Orjinal adı :Desperate
Çevirmen :Belgin Selen Haktanır
Sayfa Sayısı :408


Gage ilk eşini ve çocuğunu trafik kazasında kaybettiği için hâlâ kendini suçlamaktadır. Onu çok iyi anlayan Anna ile evlenip kariyerinde başarılı bir noktaya geldiğinde hayatlarındaki büyük eksiklik de kendini hissettirir.

Üzücü bir düşükten sonra evlat edinme sürecini başlatırlar, ta ki Lily hayatlarına girinceye kadar. Genç, hamile ve evsiz olan Lily onlardan alacağı maddi yardım karşılığında, doğacak çocuğunu vermeye gönüllü olur. Bu herkes için uygun bir anlaşmadır. Karısının mutluluğunu ve iyimserliğini gören Gage’in, kaybolduğunu sandığı ümitler bir anda yeşermeye başlar.

Fakat kısa süre sonra Lily’nin karanlık yüzü ile tanışan Gage karşısına çıkan bilmece gibi mesajlarla tehlikeli bir sırra doğru sürüklendiklerini fark eder. Gerçeği ortaya çıkarmak için attığı her adım Anna ile aralarındaki ipleri gerginleştirirken, hayatlarına giren bu esrarengiz yabancı yüzünden ya aklını kaybedecek ya da oyunun kurallarını kendi belirleyecektir.


                                                            Kozmokitap

3/21/2017

29. Oda - Jennifer McMahon

Mart 21, 2017 1 Yorum
29. Oda

   Kayıp Kızlar Adası kitabını okuduğumda yazarın anlatım gücüne ve kalemine hayran olmuştum. 29. Oda kitabı çıktığı zaman bu kitabı da kesin okumalıyım diye düşündüm ve internetten 29. Oda ile birlikte Jeniffer McMahon'un bir diğer kitabı Söylemeyeceğine Söz Ver kitabını da aldım.

   Öncelikle kitabı ciltli ve uygun fiyata bulduğum için çok sevindim. Kitabın kapağı da içeriği ile tam uyuşmuş diyebilirim . Bu nedenle kapağını da sevdim. Kitap ise rahat, göz yormadan okunuyor.

  Bir canavar olabilirsiniz ve siz bile bunun farkında olmayabilirsiniz. Canavarlar tıpkı insanlar gibi görünür ve insan olduklarını düşünürler. Aslında içlerinde saklı bir canavar vardır. 

    Üç farklı zaman diliminde anlatılıyor olaylar. Farklı karakterlerin çerçevesinde anlatılan olayda her bölümde minik ip uçları ile ilerliyor ve şok bir son ile bitiyor. Hayal gücümüzü son demine kadar çalıştıran ve bizi merakta bırakmaktan zevk alan Jennifer McMahon 'un bu kitabını okumaktan son derece keyif aldım. Akıcı , gizem dolu ve sürükleyici bir kitaptı 29. Oda.

     Vemont'un kırsal kesiminde 28 odalı bir otel vardır: Kule Oteli. Otelin sahibinin eşi için bahçede inşa ettiği kuleden ismini almaktadır. Otelin sahiplerinin iki kızlar vardır. Kızlardan Sylvia 18 yaşında ortadan kaybolur. Rose ise akıl hastanesine girip çıkmaktadır.

  Kim olduğunu ve ne yaptığını biliyorum. Durmak zorundasın . Eğer durmazsan ben seni durdurmak zorunda kalacağım. 

     Rose'un kızı Amy yıllar sonra Kule otelinde eşi ve çocukları ile yaşamaktadır. Bir gece tuhaf bir olay olur otelde. Sabah polis geldiğinde Amy'nin ailesini öldürüp sonra da intihar ettiğini düşünür. Bu katliamdan sadece küçük kızı kurtulmuştur. Amy'nin elinde geçmişten gelen bir resim bulunur ve bu resimde 29. Oda yazmaktadır....

  Kule Otelindeki korkunç cinayatler  ile başlayan kitap bu vahşetin araştırılması ; Rose'un çocukluğu ;  Amy ve arkadaşlarının çocuklukları ve buldukları tuhaf sandık ile ilerler. Sürekli zaman değiştirip anlatılan olayları çok sevmesem de yazarı çok sevdiğim ve konu ilginç geldiği için sıkılmadan hatta kitabı elimden bırakamadan okudum. Gerilim, gizem , fantastik olayları sevenler bu kirtabı da çok seveceklerdir.

 Ölüm gelip kapını çaldığında,

onun soğuk yüzünü daha önceden 

görmüş olduğunu düşüneceksin.

O, merdivenlerinden yukarı tırmanırken,

onu en korkunç kabuslarından hatırlayacaksın.

Ve o sana ayna tuttuğunda ,göreceksin, 

O sensin ve sen O'sun.... 

   29. Oda ile ilgili çeşitli senaryolar üretsem de hiçbirisi tutmadı. Sonuna doğru bazı olayları tahmin ettim ,  beni son dakikaya kadar merakta bırakması , konunun tahmin edilemez olması ve karanlık sırlar okumayı daha da ilginç hale getirdi. Kalemine sağlık Jennifer McMahon. Diğer kitabını da zevkle okuyacağım.....


29. Oda

Kitabın Adı :29. Oda
Yazar :Jennifer McMahon
Yayınevi : Ephesus Yayınları
Orjinal adı : The Night Sister
Çevirmen :Elif Bulanalp
Sayfa Sayısı :448


Bir zamanlar kırsal Vermont bölgesinin cazibe merkezlerinden biri olan, şimdinin harap Kule Oteli, sadece Amy, Piper ve Piper'ın küçük kız kardeşi Margot'nun anılarında o eski ihtişamlı hâliyle yaşıyordu. Otelin geçmişine ait karanlık, korkunç bir sır dostluklarını bir daha asla düzelmeyecek şekilde bozana dek üç kız çocukluklarının en güzel günlerini o otelde oynayarak geçirmişlerdi.

Şimdi birer yetişkin olan Piper ve Margot, hayatları boyunca, o yaz keşfettikleri dehşet verici sırrı geçmişe gömmeye çabaladılar. Ama bir gece yarısı Margot'nun, Piper'ı arayarak ona tüyler ürpertici bir vahşeti bildirdiği telefon konuşması, bu konudaki kararlılıklarını ve hayatlarını sonsuza dek değiştirecekti.




Jennifer McMahon Kimdir ?

Jennifer McMahon
 1968 yılında Hartford, Connecticut, ABD'de dünyaya gelmiştir. İlk kısa öyküsünü üçüncü sınıfta yazan yazar 1991 yılında Goddard College'da lisans eğitimini tamamlamıştır. Daha sonra Vermont College'daki Yazı Programı Yüksek Lisansında bir yıl şiir okumuştur.Bir şiir,bir romana dönüşen karasızlığı ile kendine biraz zaman ayırmaya karar vermiştir. Jennifer McMahon, evsiz barınak personeli, yetişkinler ve akıl hastalığı olan çocuklar için danışman olarak çalışmış, 2000 yılında tam zamanlı çalışmak için işinden ayrılmıştır.Halen Vermont'taki Montpelier'deki evinde yaşamaktadır.

Jennifer McMahon'ın Okuduğum Diğer Kitapları :

Kayıp Kızlar Adası 

Söylemeyeceğine Söz  Ver

Neptün Cinayetleri

Şeytanın Eli

Eva'nın Çığlığı 




                                                     

3/16/2017

Yolcu - Mehtap Soyuduru Çiçek || Kitap Yorumu

Mart 16, 2017 2 Yorum
kozmokitap


  Mehtap Soyuduru Çiçek'in Gitmesen Olmaz Mı? kitabını okuduğum zaman çok sevmiştim. Sıcacık bir kitaptı. Kitap bittiği zaman o naif duygu beni esir almıştı. Şimdi yeni kitabı Pedina raflarda yerini alırken ben de okumadığım ilk kitabı Yolcu'yu bitirmek istedim.

kozmokitap


  Yolcu , Leyla'nın hikayesinin anlatıldığı bir kitap. Leyla genç , zarif bir öğretmendir. Yeni öğretmenimiz ilk tayin yerine gitmek üzere ailesinin yanından ayrılır. Tren ile çıktığı yolculukta kompartımanına izinsiz bir adam girer. Bu adam polisten kaçmaktadır ve Leyla'yı da tehdit eder ses çıkarmaması için. Başlarda Leyla korksa da adamdan arlarında bir sohbet başlar ve Leyla kendisi hakkında birçok şeyi bu adama verdiğini fark eder. Bu adamın adını da öğrenememiştir. Gizlice duraktan inerken adama adını sorduğunda " Yolcu" der. Bu Leyla'nın yolcuyu son görüşü değildir.

   Bu tuhaf karşılaşma Leyla'ya güzellikler getireceği gibi aynı zamanda da hayatını karıştıracak ve çok sıkıntı çekmesine sebep olacaktır.

kozmokitap


  Hızla okunan güzel bir kitaptı Yolcu. Son bölümlerinin biraz uzatıldığını düşünsen de yine de kitaptan büyük keyif aldım. Çok duygusal bir anımda yollarımız kesişti Yolcu ile. Bazı bölümlerde bu nedenle gözyaşlarımı tutamadım.

  Son zamanlarda okuduğum Türk yazarları oldukça başarılı ve çok güzel işlere imza atıyorlar. Bu yazarlardan Bir tanesi de Mehtap Soyuduru Çiçek. Başarılarınız daim olsun Mehtap Hanım.

 


Kozmokitap
Kitabın Adı :Yolcu
Yazar :Mehtap Soyuduru Çiçek
Yayınevi : Eftalya Çiçek
Sayfa Sayısı :320


Gözlerini kapadı. Ben de kapıya yöneldim. Gittiğimi görmemek için gözlerini kapadığını düşündüğüm saniyelerde, "Menekşe!" diye seslendi. Dönüp baktığımda ona, "İlkbaharda senin gibi mor çiçekler açacağım, söz veriyorum," diye vaad etti bana. Şefkatle titredi kalbim sözlerine. "Kıyamam ben senin o iğneli yapraklarına, ben seni öyle sevdim," dedim ve kapıdan çıktım.

Bir doğu treninde başlayan 'Yolcu' hikâyesinin mor menekşe ile çam ağacının aşkına bürünmüş nostaljik hali...

Yusuf, yarını bilinmeyen bir hayatın iflah olmayan Yolcu'su. Ona, iğneli yaprakları ile âşık olacak menekşesini tanıdıktan sonra hayatının seyri değişir. Yeni hayatında ise istasyon değiştirmek eskisi kadar kolay olmayacaktır.

Leyla, bir doğu treninin varacağı istasyona bağladığı umutlarının, hayalini dahi kuramadığı bir masala dönüşmesine engel olamayan fedakâr mor menekşe.

Onun fedakârlığı ve aşkı, vazgeçilmesi imkânsız bir sevdaya dönüşecektir.









Mehtap Soyuduru Çiçek Kimdir?

23 Ağustos 1987 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Erciyes Üniversitesi mezunu, evli, iki erkek çocuk annesi ve bir kamu kuruluşunda memur olan yazar aslen Yozgatlıdır.
Mehtap Soyuduru Çiçek ilk önce wattpad platformunda yazmaya başladı. Daha sonra lacivert renkli bir ajandaya karalamaya başlamıştır. Yazarın ilk kurgu kahramanları kadınlardı. Yazarın basılan kitaplarının bir çoğunda kahramanları hep kadınlardan oluşmaktadır.







 Mehtap Soyuduru Çiçek'in okuduğum diğer kitapları :

*Pedina 

*Gitmesen Olmaz Mı? 

*Çiçek Gelin

*Güven Bana 

* Yalancının Mumu 

* Veda Ederken 


                                                     

3/15/2017

Sevgi'li Aşk : Eylül - Mehmet Gökcük || Kitap Yorumu

Mart 15, 2017 5 Yorum
Kozmokitap


  Merhaba :) Bugün sizlere bir arkadaşım sayesinde tanıştığım bir kitaptan  bahsetmek istiyorum: Sevgi'li Aşk: Eylül 



Çocuklara bir şeyler anlatırken ben
Şiire dönüş yaptı heceler birden.
Dedi ki ses:
Baba oluyorsun!

      Kitap baba olacağını öğrenen yazarın öğrendiği andan bebeğine kavuştuğu  ana kadar hissettiklerini, düşüncelerini , sevgisini ; şiirler, masal ve mektup aracılığı ile anlatmasından oluşuyor. Kitabın bir kurgu olmayıp tamamen gerçek duygulardan yola çıkarak hazırlanması çok hoşuma gitti. Böyle olması duygu aktarımı açısından gayet başarılı olmuş.

Kozmokitap

  Bugüne kadar okuduğum kitapların çoğu annelerin , kadınların;  bebeklerine ve çocuklarına yazdıklarıydı. Erkeklerin de yazdığını biliyorum fakat çok sık rastlanmıyor bu duruma. Bir baba adayının kaleminden dökülenleri okumak , dokuz aylık bekleme sürecindeki heyecanına , hayallerine , umutlarına tanıklık etmek   beni çok etkiledi.

Sen
Öyle bir çocuk ol ki Eylül Defne
Gülücüğünü de paylaş , simidini de
Yüreğin gözlerinde
Gözlerin şiirler söylesin.

   Kitabı okurken Mehmet Gökcük'ün hissettiklerini okumak bana kendi hamilelik sürecimi ve çocuklarımın bebekliğini hatırlattı. O günlerin heyecanını tekrar yaşadım sanki!...

Kozmokitap


  Sevgi'li Aşk: Eylül ,Mehmet Gökcük'ün kızına bıraktığı en büyük miras bana göre. Kızı hayatı boyunca,  babasının onu nasıl beklediğine dair hislerini , tüm dünyaya ilan ettiği ve mısralarında sevgisini son damlasına kadar hissettirdiği bir kitabı bulunduracak.

Dualar ederek gözümü senden bir an ayırmadan
Sanki o an ayrıldım dünyadan
Bulutların üzerinde sana ediyordu kalbim
 Bu kez aşkın tam kalbindeydi hissim...
Eylül'üm Defne kokulu Prensesim
Hayatıma hoş geldin!

   Kitabın kapağını çok sevdiğimi ve konu ile bağdaşması hoşuna gitti. Kitap iri puntolarla yazıldığı için rahatlıkla okunuyor. Yazılan her yazı ve şiirin yazıldığı tarihlerin belirtilmesi gün ve gün bebeğin gelişine tanıklık etmemizi kolaylaştırıyor .  Kitapta Meryem Tekke Başa 'nın çizimlerine de yer verilmiş.  Şiirlerin çizimler ile zenginleştirilmesi muhteşem olmuş...

Kozmokitap

  Her biri duygu yüklü ve sevgi dolu şiirlerin yer aldığı Sevgi'li Aşk: Eylül 'ü ben çok sevdim. Naif ve duygu yüklü dizeleri okumak isteyenlere tavsiyemdir.  Kaleminize ve yüreğinize sağlık Mehmet Gökcük diyorum yazarımıza. Yeni kitaplarını da görmek ve okumak isterim.....

                             Şiirden ibaret hisleriniz eksik olmasın!



Kozmokitap
Kitabın Adı :Sevgi'li Aşk : Eylül
Yazar :Mehmet Gökcük
Yayınevi : Az Kitap
Sayfa Sayısı :136


Sevgi'li Aşk: EYLÜL, bir babanın çocuğu olacağı müjdesini aldığı andan itibaren, heyecan dolu bir bekleyişin gönülden kaleme döküldüğü bir eser olmuş. Yazar Mehmet Gökcük, kızıyla ilgili düşlerini, coşkun evlat aşkını, masal, mektup ve şiirlerle satırlara aktarmış. Bu çok özel, aşk ve özlem dolu satırların, sevgili Eylül Defne'nin de ömrü boyunca önünde ışık olacağına inanıyorum. Bir babanın, daha doğmadan kızına düşlerini hediye ettiği Sevgi'li Aşk: EYLÜL'ün tüm okuyuculara ulaşmasını gönülden temenni ederim.
-Gazeteci-Yazar Nevin Şahin-

"Bir şeyi şiir kılan nedir?" diye sorduğum çok oldu. Doğrusu ya, bu konuda söylenmiş sözler çok da tatmin etmedi beni. Bizzat şiirin kendisinin ölçülebilir ve nesnel olarak tanımlanabilir bir şey olmadığından belki de; bu sorunun da cevabı şudur diyemedim hiç. Yine de bana sorarsanız bir şeyin şiir olması için öncelikle "bir yere" daha da kıymetlisi "birisine" yazılmış olması gerekir. Ben böyle düşünüyorum yıllardır. O sebeple galiba, çok sayıda şair de benim gibi düşünüyor olmalı ki, aşk, şiirin en çok yakışanı en çok ziyaret edileni olmuş.. "Birisine" bir şey söylemenin en güzel ve yakışan yolu şiir olmuş hep, bundan sonra da öyle olacak.

Mehmet Gökcük, kızına yazmış. Heyecan verici değil mi? Yeni doğmuş bir bebeğe babanın verebileceği müthiş bir armağan. Yıllar geçtikçe anlamını daha da bulacak ve kıymetlenecek bir mücevher gibi.. "Birisine" yazarken, onun kendi evladı olması Gökcük'ün şiirini hemencecik başka bir yere taşıyor zaten: Hakikate...

Şiir okurken hep içimden geldiği gibi okumaya uğraştım yıllardır. Belki de o nedenle "içinden geldiği" gibi yazan herkesi çok önemsedim. Mehmet Gökcük de öyle yapmış; içinden geldiği ve hissettiği gibi yazmış şiirlerini. Zamanla bu şiir nereye evrilir, nasıl bir yola akar şimdiden bilemem. Ama bu kitap sadece yazılış gayesi ve gerçek ilhamı ile önemsenmeyi fazlasıyla hak ediyor.

Yolu açık olsun…
 -İbrahim Sadri-


                                                            Kozmokitap

3/10/2017

Yakıcı Sır - Stefan Zweig || Kitap Yorumu

Mart 10, 2017 19 Yorum
Kozmokitap


    " Ne pahasına olursa olsun bu sırrı ortaya çıkartmalıyım. Aslında  biliyorum ,  Hep kapalı kapıların ardında benden sakladıklarıyla aynı  şey olmalı , kitapta anlatılanla , operalarda kadınlarla erkekler birbirlerinin karşısında kollarını açarak  şarkılarını söylediklerinde , birbirlerine sarılıp , birbirlerini ittiklerinde olanla aynı şey. " 

  Modern klasikleri özellikler de Zweig'i ne kadar sevdiğini her fırsatta tekararlıyorum. Yine Zewig'in bir kitabı olan Yakıcı Sır ile buradayım.

   Taile giden Baron çapkın birisidir. Tatilini de yalnız geçirmeye niyeti yoktur. Ertafına bakındığında kendisine hitap eden birisini göremediği için canı sıkılırken oğlu ile birlikte bir kadın gözüne ilişir. Bu genç hanım Baron'un tam da istediği gibi birisidir ve av başlar....

   Baron küçük çocuğu kullanarak annesine yaklaşma planları yapar. Yaptığı plan da unuttuğu tek bir şey vardır küçük çocuklar arkadaşları konusunda kıskanç olduğu gibi aslında çevresinde olanları da en ince detayına kadar analiz ederler. Edgar da Baron'nun planlarının önündeki tek engeldir.

Edgar'ın annesi ise Baron'un planlarını anlada da evli olsa da bu oyuna kendisini kaptırır....

   Kitaba başladığım zaman yine elimden bırakamadım. Zweig'in kalemi, tahlilleri , anlatımı beni benden alıyor . Olağanüstü Bir Gece kitabını okuduğumda diğer kitaplarından bir tık allta olduğunu düşünmüştüm. O kitaptan sonra Yakıcı Sır'ı okuyunca oh dedim . Bu kitap daha üst sıralarda.

Diğer kitaplarda tek karakterin duygu ve düşüncelrini okurken bu kitapta Baron , Edgar , annesinin ayrı ayrı bakış açılarını ve duygularını öğreniyoruz ki ben bu durumu sevdim.

Zweig'in kitaplarında genel olarak dikkat ettiğim ahlaki yozlaşmışlığı gözler önüne sermesi.

Baron genç , yakışıklı sayılabielecek birisi. Etrafta hiç mi genç hanım yok da evli , çocuklu bir bayanı baştan çıkarmaya uşraşıyor?

Genç anne , evli ve çocuklu ... Çoğunlukla da kadın karakterle evliliklerinde mutsuzlar ve karşısına çıkan fırsatlara karşı koyamıyorlar.

 Bu konulara ağırlık verilmesi bana Zweig'in yaşadığı dönemde avrupanın durumu bu şekilde  gözler önüne serdiğini düşündürdü. Sonuç olarak Zweig harikadır, kalemi muhteşemdir....




Kozmokitap

Kitabın Adı :Yakıcı Sır
Yazar :Stefan Zweig
Yayınevi : İş Bankası Kültür Yayınları
Orjinal adı : Brennendes Geheimnis
Çevirmen : İlknur İgan
Sayfa Sayısı : 96


Kısa bir tatil için Avusturya Alplerine giden bir baron, zamanını zararsız bir flörtle renklendirmenin yollarını aramaktadır. Kendine fazlasıyla güvenen ve gönül maceralarına her zaman açık olan bu müzmin kadın avcısı, kısa sürede kendisine bir av bulmakta hiç zorlanmayacaktır. Tanışıp yakınlaşmak istediği kadının on iki yaşındaki oğluyla ahbaplık kurarak işe koyulur. Yakıcı Sır annesini elde etmek isteyen bu narsist çapkın tarafından kullanılan bir çocuğun hikâyesidir aslında. Ne var ki, yetişkin dünyası bazen masum çocuklara büyüklere göründüğünden çok daha berrak görünmektedir…


                                                            Kozmokitap

3/08/2017

Aşkın Karanlık Yüzü - Orkide Ünsür || Kitap Yorumu

Mart 08, 2017 5 Yorum
Kozmokitap


  Şubat ayı denilince çoğunlukla sevgililer günü gelir akla. Bu günü kutlayın veya kutlamayın , isteyin ya da istemeyin bu günü zorla hatırlatırlar. Her yer kırmızı kalplere bürünür ve sms , mail yağmuruna tutulursunuz firmalar tarafından . Sevgiyi göstermek için illa hediyelere gerek var mıdır ??  Tabii sevgililer günü denilince akla bir de romantizm geliyor. Aşkın Karanlık Yüzü'nde 14 yazar 14 öykü ile bize bu romantizmin her zaman toz pembe olmadığını ,   tüyleri diken diken eden karanlık bir taraf da olabildiğini anlatıyorlar.

   Yazarların arasından sadece Orkide Ünsür'ün kalemini biliyorum. Daha önce Kan Bağı : Lamia kitabını okumuştum ve tek kelime ile muhteşem bulmuştum. Diğer yazarların anlatım tarzını bilmiyordum ve ilk defa okudum. Diyebilirim ki hepsi başarılı kalemler ve öykülerdeki kurgu ve etkileyicilik çok başarılıydı.

  Aşkın Karanlık Yüzü ismini ve tanıtım yazılarını ilk okuduğum zaman aklıma vahşi cinayetler, vampirler, kurtadamlar geldi :))) Karanlık öyküler denilince akla ne hikmetse bu tarz şeyler geliyor. Okuduğum her öyküde farklı tarzlar , farklı karanlık alanlar ve aklıma gelmeyen kurgular ile karşılaşınca çok mutlu oldum. Çünkü okuyucu olarak belli noktadan sonra bazı tür  kitaplar birbirini tekrar eder hale geliyor. Böyle olunca da kitaplardan alınan keyif azalıyor . Okuyucu şaşırmak ister ve yazarlar da bunu başarmışlar..... Bu konuda benden tam puan aldılar.

Kozmokitap

 
   Öykülerin hepsinden tek tek burada bahsetmek isterdim. Fakat eminim kitabı henüz okumamış olanlar bana sinir olurlardı böyle bir şey yaparsam. Yoksa konuşmak istediğim o kadar şey var ki!... Etkilendiğim yerler, karakterlerin hareketler , karanlık noktalar ...

   Kitabı okuduktan sonra bu kitaptan harika bir dizi olur diye düşündüm. Her öykü ayrı bir bölüm .  Uygun oyuncu ve başarılı bir yönetmen ile izleyiciyi tv başına bağlayacak harika bir dizi çıkardı ortaya. Sevgili yönetmenler bu fikrimi değerlendirin derim....

Kozmokitap


  Korku ve gerilim kitapları okumayı seven birisi olarak tüylerim kolay kolay diken diken olmaz . O nedenle tüylerim diken diken oldu demiyorum fakat Aşkın Karanlık Yüzü o kadar ilgimi çekti ki kitabı bitirmeden elimden bırakamadım. Kitap ben nereye gidersem benimle birlikte geldi... Bazı noktalarda tamam bunu tahmin ediyorum benim düşündüğüm gibi oldu derken birden bire yüz seksen derece değişti olaylar. Ağzı açık kalan ben bu durumdan oldukça memnundum . Gerçek yazar okuyucuyu şaşırtabilen yazardır ...

   Her öykü ile farklı bir yere yolculuk ediyoruz ve bu yolculuk merak ve ilgi çekmeyi son kelimesine kadar başarıyor. Kitapta yer alan tüm yazarlara ayrı ayrı teşekkür ediyorum, çok başarılı bir kitap ortaya çıkarmışlar. Kaleminize, hayal gücünüze sağlık..... Yepyeni öykülerinizi de okumak isterim.
Karanlık , farklı, fantastik öyküleri seviyor, tüylerim diken diken olsa da okurum diyorsanız tam size göre bir kitap Aşkın Karanlık Yüzü.....



Kozmokitap

Kitabın Adı :Aşkın Karanlık Yüzü
Derleyen :Orkide Ünsür
Yayınevi :İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı :248


14 Şubat Sevgililer Günü: Kimilerinin kâbusu, kimilerinin rüyası; bazı ilişkilerin başlangıcı, bazılarının sonu; mutlu çiftlerin hediye telaşı, mutsuz çiftlerin baş belası; yalnızların hüznü, kalabalıkların coşkusu. Ve hiç umurunda değilmiş gibi davrananları bile hayattan bezdiren, adeta zorunlu bir bayram kutlaması...

Demokan Atasoy, Alper Kaya, Mehmet Berk Yaltırık, Göktuğ Canbaba, Işın Beril Tetik, Hakan Bıçakcı, Galip Dursun, Orkide Ünsür, Murat Baykan, Özlem Ertan, Murat Başekim, Gülbike Berkkam, Uğur Batı, Murat S. Dural’ın elinden çıkan Sevgililer Günü öyküleri, sadece 14 Şubat’ta değil; yılın herhangi bir zamanında aşkın karanlık yüzü ile tanışmak isteyen herkesi tekinsiz bir randevuya davet ediyor.




                                                     

3/07/2017

Çocuk Bahçesi - Catriona McPherson || Kitap Yorumu

Mart 07, 2017 4 Yorum
Kozmokitap

   Neredeyse bir aydır kitaplığımda duran kitap için 5 Martta kitap fidanı yaptık. Kitap fidanı ne derseniz  grup olarak aynı kitabı aynı anda okumaya başlıyoruz ve kitap bittikten sonra kitap hakkında düşüncelerimizi, eleştirilerimizi paylaşıyoruz. Çok eğlenceli oluyor ve konuşacak harika bir de konumuz oluyor.

   Limos Yayınlarından ilk okuduğum kitap Çocuk Bahçesi . Yayınevinin diğer kitaplarını da görmüş ve merak etmiştim . Alınacaklar listeme ekledim kitapları. Aslında hangisi olduğunu görürsünüz:))

kozmokitap

   Kitabı okumaya başladığımda ilk iki sayfada , "yoksa kitabı sevmeyecek miyim" diye düşünüp korktum bir an. Çünkü kitabı okumayı sabırsızlıkla bekliyordum. Buna arka kapakta yazan " Gerilmekten kıvrılıp  bükülmek hoşunuza gidiyorsa, bunu seveceksiniz. "sözü de sebep olmuş olabilir. İlk izlenime aldanma devam et sözleri ile kitabı okumaya devam ettim. İyi ki de okumaya devam ettim. Sayfalar ilerledikçe merakım son derece arttı. Merakım arttıkça kitabı bırakamaz oldum. Derken bir de baktım akşam başladığım kitap sabah bitti...

   Bundan yirmisekiz yıl önce hippi tarzı eğitim veren bir okulda yaşları oniki olan çocuklar geceyi okulun bahçede kamp yaparak geçirirler. Sabah çocuklardan birisi köprüden düşmüş ve ölmüş olarak bulunur.

kozmokitap

   Günümüzde Gloria boşanmış bir annedir. Oğlu Nicky yatalak hastadır . PKAN hastası. PKAN çocukluk çağında başlayan ve hızla ilerleyen, nadir görülen, otozomal resesif bir hastalıktır ve etkin bir medikal tedavisi yoktur. Nicky bunun için bir bakım merkezinde yatmaktadır. Kayıt memuru olarak çalışan Gloria işi , oğlu ve ıssız yerdeki evi arasında bir hayat sürmektedir.  Hayatındaki bu döngü bir gün tesadüfen karşılaştığı eski arkadaşı ile değişir.

   Yıllar önce kampta bulunan çocuklar ki artık yetişkindirler teker teker ölmektedirler. Yapılan otopsilerde intihar denilmiştir. Bu ölümler gerçekten intihar mıdır yoksa cinayet mi?? Geçmişten çıkıp gelen Stig 'in anlattıkları ile dedektifliğe soyunan Gloria bu olayları araştırmaya başlar.

  Arka kapakta bahsedildiği gibi gerilimden eğilip bükülmedim kitapta . Tüylerim de diken diken olmadı. Kitap gerilim ya da korku türüne ait değil. Hangi tür kitapların arasına girdiğine karar veremesem de kitap son bölüme kadar merakımı ayakta tutmayı başardı. Bu merak ve ne olacak , cinayet mi intihar mı ya da kim suçlu soruları dikkatimin dağılmasını önledi ve kitabı sabırsızlıkla okudum. Benim için ilginç kitapların arasına girdi.....



Kozmokitap
Kitabın Adı : Çocuk Bahçesi
Yazar :Catriona Mcpherson
Yayınevi : Limos Yayınları
Orjinal adı : The Child Garden
Çevirmen : Meral Herzem
Sayfa Sayısı :312


Eden çocukları dünyaya gönderildiğinde, içlerinde bir sırrı da beraberlerinde taşıyorlardı. Şimdi birisi onlarının hepsinin mezara girdiğinden emin olmak istiyordu.

Eden’di ismi. ‘Mutlu çocuklar için alternatif bir okul’ diyordu broşürün üzerinde. ‘Ormanda başıboş dolaşan bir sürü hippi var’ diyordu yerel halk. İntihar sonrasında kapıları kapanmış ve çocukların hepsi dağılmıştı. Otuz yıl aradan sonra; artık bir bakım evine dönüştürülmüş, bina bakımsız olmasına rağmen ayakta durmaya devam etmiştir. Gloria Harkness hayatını aydınlatan ve her gün kalbinin bir sefer daha kırılmasına neden olan bakım evinde oğluna ve tek komşusuna yakın olmak için çalışmaktadır.

Şimdi Nicky ve etrafındaki bir sürü hayvan bile yuvasındaki yanlızlığını koruması için yeterli değildi, bir çocukluk arkadaşı onun kapısına geldiğinde, Gloria onu içeriye davet etme konusunda bu yüzden hiç tereddüt bile etmemişti. Eden’den bir kızın onu takip ettiğini ve intiharın olduğu yere birlikte gitmek istediğini, gerçekleri orada açıklayacağını söyledi. Ancak onlar oraya ulaştıklarında kız çoktan ölmüştü çocukluk arkadaşının katil olduğu düşünülüyordu. Elbette ölülerin konuşmaya başlaması ve ölenlerin sebebinin intihar olmadığı öğrenilmeye başlanana kadar.

Gloria kendini bir anda büyük ihanetin, güvensizliklerin ve yıllarca gizlenmiş olan sırların içerisinde buluyordu.


                                                            Kozmokitap

3/02/2017

Şubat Ayında Okuduğum Kitaplar

Mart 02, 2017 14 Yorum
kozmokitap

Uzun bir aradan sonra tekrar aylık okuduklarımı paylaşmaya karar verdim. Beni instagramdan takip ediyor  ya da blog yazılarımı okuyorsanız okuduklarımı biliyorsunuzdur. Ben yine de hepsini bir post altında birleştirmek ve verdiğim puanları belirtmek istedim.

   Resimde gördüğümüz kitaplar benim şubat ayında okuduklarım. Bu kitaplara ek olarak Cennette Uzun Bir Kış kitabını da pdf olarak okudum. Bana göre kitap ya da sayfa sayısının fazla olması önemli değildir. Önemli olan okuduklarımızdan kazandıklarımızdır. Bir şey kazanmadıktan sonra vaktimizi boşa geçirmiş olmaz mıyız??

   Romanlardan ne kazanıyorsun diyorsanız öncelikle okurken dinleniyorum. Bir nebze olsun kafamı boşaltıyorum , bir çeşit deşarj oluyor. Kitap karakterlerinin çoğu gerçek yaşamdan esinlenmiş olduğu için çıkarılabilecek dersler, içimize işleyecek sözler bulabiliriz.

Kitaplar ve puanlarıma gelirsem:


Tespih Ağacının Gölgesinde ★★★

Paranoya ★★★

Ölüm Çiçekleri ★★★★★

Albino Yayın Balığının Gözleri  ★★

Murakami'nin Kedisi  ★★★★★

Paravan ★★★★★

Cennette Uzun Bir Kış ★★★

Medcezir  ★★★★★

Öyküler - Anton Cehov  ★★★

Kalbimin Peşinde  ★★★★★

Sokrates ★★★★★

Kahin ★★★★★

Berlinli Apartmanı ★★★★★

Polyanna ★★★★★

İpeği İşleyen Kız ★★★★★


Resme İpeği İşleyen Kız'ı koymayı unutmuş olduğumu fark ettim. Affınıza sığınıyorum bu konuda. Bu ay okuduğun kitaplardan çok keyif aldım . Hepsi ayrı bir yolculuktu benim için. Bakalım bu ay nerelere yolculuk edeceğim kitaplar sayesinde....


                                                            Kozmokitap

3/01/2017

Tespih Ağacının Gölgesinde - Harper Lee || Kitap Yorumu

Mart 01, 2017 5 Yorum
kozmokitap

     Bülbülü Öldürmek kitabının yazarı Harper Lee'den 55 yıl sonra ikinci kitap gelmesi herkes gibi beni de şaşırttı. Üstelik bu kitap ilk kitap olan Bülbülü Öldürmek'in devamı niteliğindeydi. ( Bülbülü Öldürmek kitap yorumumu okumak için tıklayınız. )

   Yazar Bülbülü Öldürmek kitabından önce  Tespih Ağacının Gölgesinde'yi yazmış. Ancak editörün yönlendirmesi ile olayları bir çocuğun gözünden anlatıldığı bir başka hikayeye dönüştürülerek Bülbülü Öldürmek ortaya çıkmış ve tüm dünya tarafından çok sevilmiştir. 55 yıl sonra yazar kitabı Tespih Ağacının Gölgesinde'yi yayımlatmıştır. Ben de kitabı okumaya başladığımda ilk yazdığı kitabın bu olduğunu bilmiyordum.

İlk kitabını çok sevmiştim yazarın . Özellikle o iki çocuk Jem ve Scout'u. Tespih Ağacının Gölgesinde artık aradan yirmi yıl geçmiş ve Scout .genç bir hanım olarak çıkıyor karşımıza. Atticus iyice yaşlanmış ve romatizmadan muzdariptir. Jem ise maalesef ölmüştür. Annelerini de kaybettikleri kalp yetmezliği onda da varmış. Bu duruma üzüldüm doğrusu. Fakat Harper Lee,  Tespih Ağacının Gölgesinde ana karakter olarak Scout yani Jean Louise'yi almış. Bu nedenle onu yalnız bırakmak istemiş olabilir.

kozmokitap

  Artık genç bir hanım olan Jean Louise New York'ta yaşamaktadır. Tatil için ailesinin yanına Maycomb'a döner. Kendisine has bir kişiliğe sahip olan Jean Louise bu gelişinde artık bir şeyler değişecek ve hayata daha objektif bakmayı öğrenecektir. Tüm çocukların gözünde ebeveynleri yanlış yapmaz ve doğruyu bilirler. Bazen ise gözlerinde çok büyütürler. Jean Loise ise babasını gözünde devleştirmiştir. Sonunda üzülmesine de sebep olsa babasının da bir insan olduğunu idrak edecektir bu tatilde....

   Karakterler tanıdık olunca acaba bu kitapta konu ne olacak diye merakla okudum kitabı. Bazı bölümlerde gereksiz uzatmalar olduğunu düşündüm ve konu dışında kaldım. Bu bölümdeki aksaklıklar yazarın yazımından mı yoksa çeviriden mi bilemiyorum. Onun dışında genel olarak kitabı sevdim. Fakat hala favorim Bülbülü Öldürmek....




kozmokitap
Kitabın Adı :Tespih Ağacının Gölgesinde
Yazar :Harper Lee
Yayınevi :Sel Yayınları
Orjinal adı :Go Set a Watchman
Çevirmen : Püren Özgören
Sayfa Sayısı :240


Harper Lee 'den 55 yıl sonra unutulmaz bir roman daha...

Amerikan edebiyatının başyapıtlarından biri olan, Pulitzer ödüllü Bülbülü Öldürmek'in unutulmaz karakteri Jean-Louise "Scout" Finch, 20 yıl sonra New York'tan çocukluğunun geçtiği kasabaya, babası Atticus Finch'in yanına, eve dönüyor. Çocukluğunda eşitlik, doğruluk ve adalet kavramlarıyla kişiliğinin yapı taşlarını oluşturan babası Atticus'un hayal kırıklığı yaratan değişimi, artık 26 yaşında genç bir kadın olan Scout'u derinden etkiliyor.

Harper Lee'nin bilge kaleminden çıkan ve daha yayınlanmadan son yılların en büyük edebiyat olayı haline gelen Tespih Ağacının Gölgesinde, bir tarihsel dönemi güçlü ve gerçekçi çağrışımlarla aktarmakla birlikte, güncelliğiyle de bir eserin kendi devrini aşabileceğinin en nadide kanıtlarından biri...


                                                            Kozmokitap
Web sitemizdeki fotoğrafların, yazıların izin alınmadan kopyalanması, yayınlanması, alıntı olduğu ve kaynağı belirtilmeden bir takım amaçlar için kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri yasasına aykırıdır. İzin alınmadan kopyalanan resim ve yazılarımızla ilgili dilekçe ve dava açma hakkımız saklıdır.